BİLİM HABERLERİ




HAVADA DURMA!
Yer Çekimi


Amerikalı bilim insanlarıcisimleri havada tutmanın nasıl başarılabileceğinin yolunu buldu. Henüz bir cismin havada tutulması gerçekleştirilmedi ancakbilimciler, doğadaki en küçük parçacıkları yöneten ilkelerden oluşan “kuantum mekaniğinin” sır dolu güçlerini kullanarak, bunun nasıl başarılabileceğinin yolunu keşfetti.
Harvard Üniversitesi uygulamalı fizikçi Federico Capasso ve ekibinin yaptığı bu çalışma, Nature dergisinde yayımlandı.
Küçük nanoteknolojik makineler yapılmasına sağlayabilecek olan bu yöntemde, moleküllerin belirli birleşimleri oluşturularak, birbirlerini itmeleri sağlandı. Bu “yeni gücün” keşfinin, moleküllerin havada tutulmasını sağlayabileceği, sürtünmenin sıfır olduğu küçük, yeni kuşak cihazların yapılmasını sağlayabileceği kaydedildi.
Bu yeni güç, çok küçük cisimlerin birbirlerine yaklaştıklarında birbirlerini çekmeleri esasına dayanıyor. Bir Rus ekibi, moleküllerin doğru bileşimi elde edildiğinde bu gücün tersine dönebileceğini, yani cisimlerin birbirini itebileceğiniöne sürmüştü. Amerikalı bilimcilerin yaptığı bu deney de Rusların bu varsayımını kanıtladı. Deney sırasında bir sıvı üzerindeki ince altın yüzey, metalik bir yüzey tarafından çekildi ancak ancak silisyumdan yapılan bir başka yüzey tarafından itildiği gözlendi.








TELEFONDA BEKLEME YOK!

Bilgi Teknolojileri Kurumu, internet ile telefon kullanımına kalite standardı getiriyor. Düzenleme, cep telefonları için bazı yenilikler getiriyor.

ANKARA - Bilgi Teknolojileri Kurumu, internet ve telefon kullanımına kalite standardı öngören bir yönetmelik yayımladı.
Altı ay sonra yürürlüğe girecek yönetmelik, milyonlarca abonenin daha kaliteli hizmet alması için operatörlere önemli sorumluluklar getiriyor.
Kalite yönetmeliğine göre cep telefonları artık konuşurken kendiliğinden kapanmayacak. Kısa mesajlar alıcıya en fazla 15 saniyede ulaşacak.
İnternet hızı yüzde 25 oranından fazla düşmeyecek.
Aboneler, çağrı merkezlerinde müşteri temsilcisiyle görüşmek için dakikalarca telefon başında beklemeyecek.
Çağrı merkezleri 20 saniyede yanıt verecek. Standartları tutturamayan operatörler önce uyarılacak. Ardından milyonlarca lirayı bulan para cezası uygulanacak.

PCLERİ UÇURACAK YENİ ÇİP!


ntel'in mikroişlemci ve grafik işlemciyi tek silikonda topladığı yeni yonga seti, PC'leri daha da hızlandıracak.

Dünyanın en büyük yonga (çip) üreticisi Intel, kişisel bilgisayar endüstrisini canlandıracağına inandığı yeni yonga setini duyurdu. ‘Sandy Bridge’ kod adlı yeni yonga seti, mikro-işlemciyle grafik işlemcinin birleşmesinden oluşuyor ve böylece grafik işleme süresini kısaltıyor.
Intel CEO’sı Paul Otellini, San Fransisco’da düzenlenen toplantıda Sandy Bridge yonga setini tanıttı. “PC’lerde yine devrim yapıyoruz” diye konuşan Otellini, bir kişisel bilgisayardaki ana bilgi-işlem becerilerinin tek bir yonga setiyle halledileceğini söyledi.
Mikroişlemciyle grafik işlemcinin aynı yonga setinde entegre olarak bulunması, grafik üretim süresini kısaltacak, mikroişlemciyle grafik işlemci arasındaki uyuşmazlıkları ortadan kaldıracak. Bu sayede enerji tüketimi de azalacak, özellikle dizüstü bilgisayarlaın batarya süreleri bir nebze uzayacak.
Alt ve orta fiyat kategorisindeki PC’leri hedefleyen yeni işlemci ailesinin 2011 yılı başlarında piyasaya sürülmesi bekleniyor. Yeni işlemci ailesinin Nvidia gibi grafik işlemci üreten firmaların işiniz zorlaştrıracağı yorumları yapılıyor.






YILDIZ YUTTU!


NASA, bir yıldızın komşusu bir başka yıldızı yuttuğunu belgeledi, yutulan yıldıza ait bazı kalıntılar hala görülebiliyor. Yıldızlarla gezengenlerin ilişkisinde karanlıkta kalan noktalar artık aydınlanabilir.

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'ndeki (NASA) bilimadamları, bir yıldızın bir başka yıldız ya da gezegeni yuttuğunu ortaya çıkardı.
Bilimadamlarının gözlemleri, yıldızlarla gezegenlerin ilişkisine dair karanlıkta kalan noktaların aydınlanmasını sağlayabilir.
Gözlemlerini Astrophysical Journal Letters adlı dergide yayımlayan NASA uzmanları, Pisces takım yıldızları arasındaki BP Piscium adlı yıldızın yanıbaşındaki bir başka yıldızı yuttuğunu açıkladı.
Göründüğü kadar genç olmayan BP Piscium'un, bir milyar yaşında olduğu ve yuttuğu komşusuna ait bazı kalıntıların hâlâ görülebildiği belirtiliyor. Bilimadamları, BP Piscium'un Güneşin evrim geçirmiş bir hali olduğunu ve bin ışık yılı ötede bulunduğunu duyurdu.
Yıldızı 15 yıldır gözleyen bilimadamları, yıldızın olağanüstü görünümünün nedenini şimdiye kadar açıklayamamışlardı. Yıldızın, genellikle gezegen ve daha genç yıldızların oluşumunu sağlayan bir toz bulutuyla çevrili olduğu ve tipik bir dev yıldıza benzemediği biliniyordu.
New York'taki Rochester Teknoloji Enstitüsü'nden Joel Kastner, BBC'ye yaptığı açıklamada bu yıldızın etrafında genç yıldızların oluşmasını sağlamasının beklediğini ancak çevresinde genç bir yıldız bulunmayışının soru işaretleri yaratmış olduğunu söyledi.


KAMBUR DİNAZOR?

İspanya’daki Cuenca şehrinin yer aldığı ünlü Las Hoyas fosil alanı, yeni bir bulguya ev sahipliği yaptı. Bölgeden çıkarılan ve etçil bir dinozora ait olan 130 milyon yaşındaki fosil, bilimcilerin kafalarını karıştırdı.

6 metre uzunluğa ve yaklaşık 1 tonluk ağırlığa sahip olduğu tahmin edilen dinozorun, Tyrannosaurus‘dan daha büyük olan devasa Carcharodontosaurus’un akrabası olduğu düşünülüyor.
“Cuenca’nın kambur avcısı” adı verilen dinozor ya da bilimsel açıdan nam-ı diğer Concavenator corcovatus, güçlü bir koşucu olduğunu gözler önüne seren özelliklerde bir iskelet yapısına sahip. Daha küçük dinozorlar, timsahlar ve ilkel memelilerse bu teropodun (büyük çoğunluğu etçil olan ve iki ayak üzerinde yürüyen dinozorlar) muhtemel yemek listesindeydi.
Bu fosilin ve birkaç yeni bulgunun günışığına çıkarılmasıyla, Carcharodontosauruslar’ın bugüne kadar düşünüldüğü gibi sadece Güney Amerika, Afrika ve Avustralya gibi güney yarımkürede yer alan kıtalara özgü oldukları savı da ortadan kalkmış oldu. Bu grubun Avrupa dışındaki diğer kuzey bölgelerinde de yayılım göstermiş olması kuvvetle muhtemel.
Dinozor dünyası için bir ilk
Dinozorlar kur yapma, savunma ve saldırma gibi çok çeşitli amaçlar için vücutlarında farklı çıkıntılar, plakalar ve boynuzumsu yapılar taşıyorlardı. Bunların birçoğunun işlevi bilinmesine karşın aralarında gizemli olanlar da yok değil. Teropodların ilkel bir üyesi olan Concavenator corcovatus’a da böyle gizemli bir yapı nedeniyle kambur avcı adı verilmiş.
Dinozorun kalça kemiklerinin hemen önünde yer alan iki omura ait çıkıntıların adeta birer diken şeklinde 40’ar cm uzamış olması uzmanları şaşırtmış durumda. Dinozoru keşfeden ekibin Nature dergisinde yayımladığı makalenin başyazarı Francisco Ortega’ya göre adeta bir köpekbalığı yüzgecini andıran bu yapının ne işe yarıyor olduğu kesin olarak ortaya konabilmiş değil. Çeşitli spekülasyonlar arasından en makul olanı, bu bölgenin bugün yaşayan Zebu öküzlerinde görüldüğü gibi bir yağ deposu olarak kullanılmış olabileceği yönünde. Diğer seçeneklerse hayvanın, bu kısımdaki deri kıvrımlarını, vücut ısısını düzenlemede ya da göze çarpan özelliği nedeniyle kur yapmada kullanıyor olabileceği yönünde. Ortega, Zebu öküzü ve deve gibi memelilerden farklı olarak bu kamburun içinde bir kemik yapısının olmasının son derece ilginç olduğunu belirtiyor.
Uçmaya yaramayan tüyler
Araştırmacılar, keşfedilen fosilin bir başka sürprizi daha barındırdığını ifade ediyorlar. Ön kollar üzerinde bugünkü kuşlara yakın, Velociraptor gibi daha küçük dinozorlarda görülen minik kabarcıklar bulunuyor. Ortega’ya göre kabarcıklar, bu İspanyol dinozorun ya tüylere ya da tüylerin atasal formuna yataklık yapan bir deriye sahip olduğunun en güzel göstergesi. Kendi grubu içinde cüce olarak nitelendiribilecek boya sahip olmasına karşın Velociraptor’dan dört kez daha büyük ve muhtemelen çok daha ilkel olan bu türün tüy kabarcıklarına sahip olması şaşırtıcı.
Bilimciler uzun zamandır tüylerin ya da tüy benzeri yapıların orijinal işlevinin uçmak mı yoksa başka bir hareket biçimi mi olduğunu anlamaya yönelik olarak kafa yoruyor. Tüylerin aslında vücuttaki termal düzenlemeye yardımcı olmak, vücut dayanıklılığını artırmak, göz alıcı renkleri sayesinde kur yapmada kullanılmak ya da beraberinde getirdiği aerodinamik yapıyla çevikliği artırmak için oluşmuş olduğu bugüne değin geliştirilmiş teoriler arasında yer alıyor.
Concavenator corcovatus’un büyüklüğünü ve 1 tona yaklaşan ağırlığını gözönüne alırsak, tüylerin Velociraptor’dakine benzer şekilde hareket ve ısı düzenlemesine yardımcı olduğunu kabul etmek pek mümkün değil.  Hayvanın boyutlarının yanında tüylerin sadece önkollar üzerinde yer alması, bunların ancak kur yapma ya da henüz bilinmeyen başka bir fonksiyon için kullanılmış olabileceği fikrini akla getiriyor. Araştırma ekibine göre, bu dinozorda tüy veya benzeri bir yapının varlığı kesin olarak saptanırsa tüylerin temelde uçmak için değil, kur yapmada kullanılmak üzere evrimleşmiş olabileceği fikri öne çıkabilir. Los Angeles Doğa Tarihi Müzesi Dinozor Enstitüsü müdürü Luis Chiappe de yayının, tüylerin sadece küçük dinozorlarla sınırlı olmadığını ya da tüm vücudu kaplaması gerekmediğini göstermesi açısından oldukça önemli olduğunu belirtiyor. Chiappe’ye göre bu fosiller, dinozorların kuşların atası olduğu savının büyük bir destekçisi.





YAPAY YUMURTALIK

Amerika’lı araştırmacılar, ilk yapay insan yumurtalığını üreterek içinde yumurta olgunlaştırmayı başardılar. 

Amerika Brown Üniversitesi Kadın ve Çocuk Hastanesi’nden araştırmacılar, insan yumurtalığına ait hücrelerin birbirleriyle ve yumurta hücreleriyle etkileşimlerini daha iyi anlamaya yönelik verimli bir yapay ortam yaratma çalışmaları sırasında, ilk yapay insan yumurtalığını ürettiler.
Assisted Reproduction and Genetics dergisinde yayınlanan çalışmanın yazarlarından Sandra Carson’a göre çalışmanın esas amacı kesinlikle yapay bir organ oluşturmak değil, yumurtalığı meydana getiren hücrelerin, birbirleriyle ve yumurta hücreleriyle olan etkileşimlerini inceleyebilmek üzere uygun bir araştırma ortamı yaratmaktı.
Çalışmalar devam ederken Carson, mikroorganizma üretmek amacıyla standartların dışında üç boyutlu besi ortamları tasarlayan Doç. Dr. Jeffrey Morgan’la iletişime geçerek, yapay bir organ oluşturmaya yönelik denemeler yapmaya başlamış. Denemelerin olumlu sonuç vermesi, ilk yapay ve bütünüyle işlevsel insan yumurtalığını ortaya çıkarmış. Morgan bunun, geliştirmiş olduğu metodun kullanılmasıyla meydana getirilen ilk işlevsel organ olduğuna dikkat çekiyor.
Bir yumurtalık yapmak
Bir yumurtalık temelde üç ana hücre tipinin farklı katmanlar halinde düzenlenmesiyle meydana geliyor. Basit bir hücre yığınını işlevsel bir doku haline dönüştürmekse , yumurtalıklarda bulunan bu üç farklı hücre tipinin, yeni laboratuvar aletleri sayesinde vücutta olduğu gibi üç boyutlu olarak düzenlenmesiyle sağlanabilmiş. Morgan’ın “3B Petri kapları” olarak adlandırdığı bu yeni laboratuvar aletleri, şekillendirilebilir agaroz jel’den (kırmızı yosunlardan elde edilen ve mikroorganizma üretiminde kullanılan besi ortamı) meydana geliyor ve üzerine ekilen doku taslağını arzu edilen şekilde büyümeye yönlendiriyor.
Araştırmacılar öncelikle yumurtalığın iki anahtar hücresinden biri olan ve optimum üreme yaşı sınırlarındaki (25-46) hastaların bağışlamış olduğu teka hücrelerini yeni laboratuvar malzemelerini kullanarak, balpeteği oluşturacak şekilde çoğaltmışlar. Bu işlemin ardından yumurtalığın diğer anahtar hücresi olan granülozalar, yine bağışçılardan alınarak, oosit adı verilen insan yumurta hücreleriyle birlikte balpeteği yapısındaki boşluklara yerleştirilmiş. Takip eden birkaç günün sonunda teka hücrelerinin gerçek bir yumurtalığı taklit edecek şekilde granüloza ve yumurta hücrelerini sarmaya başladığı görülmüş.
Fakat deneyin can alıcı noktası, bu yapının gerçek bir yumurtalık gibi işlev görüp görmeyeceği, yani yumurtaları olgunlaştırıp olgunlaştırmayacağına dayanıyor. Balpeteği yapısı içine henüz olgunlaşmamış halde gömülen yumurta hücrelerinin yapay yumurtalık tarafından tamamen olgun hale getirilmesi ekip arasında büyük bir sevinç yaratmış.
Kullanım alanları
Carson, sağlıklı bir yumurtalığın nasıl bir sistem dahilinde çalıştığı hakkındaki bilinmeyenleri yanıtlayacak olan bu “yaşayan” laboratuvar’ın aynı zamanda, toksik maddeler ve diğer kimyasallara maruz kalınması halinde, yumurta oluşumunun ve olgunlaşmasının ne şekilde etkilendiğine ışık tutacak eşsiz bir deney düzeneği olduğuna dikkat çekiyor.
Makalenin başyazarı Stephan Krotz ise bu yeni yöntemin, kanser tedavisi gören hastaların yumurtalıklarının korunmasında önemli bir klinik role sahip olacağını belirtiyor: “yapay yumurtalık sayesinde bu hastaların yumurtaları, henüz olgunluğa erişmedikleri safhada alınarak kemoterapi ya da radyasyon tedavisi öncesinde dondurulabilir ve yapay yumurtalıklar içinde olgunlaşmaları sağlanabilir.”
Şekillendirilebilir besi ortamı, benzer çalışmalarda kullanılabilmesi için yaklaşık 1 ay içinde satışa çıkarılacak.



BİLİM HABERLERİ




HAVADA DURMA!
Yer Çekimi


Amerikalı bilim insanlarıcisimleri havada tutmanın nasıl başarılabileceğinin yolunu buldu. Henüz bir cismin havada tutulması gerçekleştirilmedi ancakbilimciler, doğadaki en küçük parçacıkları yöneten ilkelerden oluşan “kuantum mekaniğinin” sır dolu güçlerini kullanarak, bunun nasıl başarılabileceğinin yolunu keşfetti.
Harvard Üniversitesi uygulamalı fizikçi Federico Capasso ve ekibinin yaptığı bu çalışma, Nature dergisinde yayımlandı.
Küçük nanoteknolojik makineler yapılmasına sağlayabilecek olan bu yöntemde, moleküllerin belirli birleşimleri oluşturularak, birbirlerini itmeleri sağlandı. Bu “yeni gücün” keşfinin, moleküllerin havada tutulmasını sağlayabileceği, sürtünmenin sıfır olduğu küçük, yeni kuşak cihazların yapılmasını sağlayabileceği kaydedildi.
Bu yeni güç, çok küçük cisimlerin birbirlerine yaklaştıklarında birbirlerini çekmeleri esasına dayanıyor. Bir Rus ekibi, moleküllerin doğru bileşimi elde edildiğinde bu gücün tersine dönebileceğini, yani cisimlerin birbirini itebileceğiniöne sürmüştü. Amerikalı bilimcilerin yaptığı bu deney de Rusların bu varsayımını kanıtladı. Deney sırasında bir sıvı üzerindeki ince altın yüzey, metalik bir yüzey tarafından çekildi ancak ancak silisyumdan yapılan bir başka yüzey tarafından itildiği gözlendi.








TELEFONDA BEKLEME YOK!

Bilgi Teknolojileri Kurumu, internet ile telefon kullanımına kalite standardı getiriyor. Düzenleme, cep telefonları için bazı yenilikler getiriyor.

ANKARA - Bilgi Teknolojileri Kurumu, internet ve telefon kullanımına kalite standardı öngören bir yönetmelik yayımladı.
Altı ay sonra yürürlüğe girecek yönetmelik, milyonlarca abonenin daha kaliteli hizmet alması için operatörlere önemli sorumluluklar getiriyor.
Kalite yönetmeliğine göre cep telefonları artık konuşurken kendiliğinden kapanmayacak. Kısa mesajlar alıcıya en fazla 15 saniyede ulaşacak.
İnternet hızı yüzde 25 oranından fazla düşmeyecek.
Aboneler, çağrı merkezlerinde müşteri temsilcisiyle görüşmek için dakikalarca telefon başında beklemeyecek.
Çağrı merkezleri 20 saniyede yanıt verecek. Standartları tutturamayan operatörler önce uyarılacak. Ardından milyonlarca lirayı bulan para cezası uygulanacak.

PCLERİ UÇURACAK YENİ ÇİP!


ntel'in mikroişlemci ve grafik işlemciyi tek silikonda topladığı yeni yonga seti, PC'leri daha da hızlandıracak.

Dünyanın en büyük yonga (çip) üreticisi Intel, kişisel bilgisayar endüstrisini canlandıracağına inandığı yeni yonga setini duyurdu. ‘Sandy Bridge’ kod adlı yeni yonga seti, mikro-işlemciyle grafik işlemcinin birleşmesinden oluşuyor ve böylece grafik işleme süresini kısaltıyor.
Intel CEO’sı Paul Otellini, San Fransisco’da düzenlenen toplantıda Sandy Bridge yonga setini tanıttı. “PC’lerde yine devrim yapıyoruz” diye konuşan Otellini, bir kişisel bilgisayardaki ana bilgi-işlem becerilerinin tek bir yonga setiyle halledileceğini söyledi.
Mikroişlemciyle grafik işlemcinin aynı yonga setinde entegre olarak bulunması, grafik üretim süresini kısaltacak, mikroişlemciyle grafik işlemci arasındaki uyuşmazlıkları ortadan kaldıracak. Bu sayede enerji tüketimi de azalacak, özellikle dizüstü bilgisayarlaın batarya süreleri bir nebze uzayacak.
Alt ve orta fiyat kategorisindeki PC’leri hedefleyen yeni işlemci ailesinin 2011 yılı başlarında piyasaya sürülmesi bekleniyor. Yeni işlemci ailesinin Nvidia gibi grafik işlemci üreten firmaların işiniz zorlaştrıracağı yorumları yapılıyor.






YILDIZ YUTTU!


NASA, bir yıldızın komşusu bir başka yıldızı yuttuğunu belgeledi, yutulan yıldıza ait bazı kalıntılar hala görülebiliyor. Yıldızlarla gezengenlerin ilişkisinde karanlıkta kalan noktalar artık aydınlanabilir.

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'ndeki (NASA) bilimadamları, bir yıldızın bir başka yıldız ya da gezegeni yuttuğunu ortaya çıkardı.
Bilimadamlarının gözlemleri, yıldızlarla gezegenlerin ilişkisine dair karanlıkta kalan noktaların aydınlanmasını sağlayabilir.
Gözlemlerini Astrophysical Journal Letters adlı dergide yayımlayan NASA uzmanları, Pisces takım yıldızları arasındaki BP Piscium adlı yıldızın yanıbaşındaki bir başka yıldızı yuttuğunu açıkladı.
Göründüğü kadar genç olmayan BP Piscium'un, bir milyar yaşında olduğu ve yuttuğu komşusuna ait bazı kalıntıların hâlâ görülebildiği belirtiliyor. Bilimadamları, BP Piscium'un Güneşin evrim geçirmiş bir hali olduğunu ve bin ışık yılı ötede bulunduğunu duyurdu.
Yıldızı 15 yıldır gözleyen bilimadamları, yıldızın olağanüstü görünümünün nedenini şimdiye kadar açıklayamamışlardı. Yıldızın, genellikle gezegen ve daha genç yıldızların oluşumunu sağlayan bir toz bulutuyla çevrili olduğu ve tipik bir dev yıldıza benzemediği biliniyordu.
New York'taki Rochester Teknoloji Enstitüsü'nden Joel Kastner, BBC'ye yaptığı açıklamada bu yıldızın etrafında genç yıldızların oluşmasını sağlamasının beklediğini ancak çevresinde genç bir yıldız bulunmayışının soru işaretleri yaratmış olduğunu söyledi.


KAMBUR DİNAZOR?

İspanya’daki Cuenca şehrinin yer aldığı ünlü Las Hoyas fosil alanı, yeni bir bulguya ev sahipliği yaptı. Bölgeden çıkarılan ve etçil bir dinozora ait olan 130 milyon yaşındaki fosil, bilimcilerin kafalarını karıştırdı.

6 metre uzunluğa ve yaklaşık 1 tonluk ağırlığa sahip olduğu tahmin edilen dinozorun, Tyrannosaurus‘dan daha büyük olan devasa Carcharodontosaurus’un akrabası olduğu düşünülüyor.
“Cuenca’nın kambur avcısı” adı verilen dinozor ya da bilimsel açıdan nam-ı diğer Concavenator corcovatus, güçlü bir koşucu olduğunu gözler önüne seren özelliklerde bir iskelet yapısına sahip. Daha küçük dinozorlar, timsahlar ve ilkel memelilerse bu teropodun (büyük çoğunluğu etçil olan ve iki ayak üzerinde yürüyen dinozorlar) muhtemel yemek listesindeydi.
Bu fosilin ve birkaç yeni bulgunun günışığına çıkarılmasıyla, Carcharodontosauruslar’ın bugüne kadar düşünüldüğü gibi sadece Güney Amerika, Afrika ve Avustralya gibi güney yarımkürede yer alan kıtalara özgü oldukları savı da ortadan kalkmış oldu. Bu grubun Avrupa dışındaki diğer kuzey bölgelerinde de yayılım göstermiş olması kuvvetle muhtemel.
Dinozor dünyası için bir ilk
Dinozorlar kur yapma, savunma ve saldırma gibi çok çeşitli amaçlar için vücutlarında farklı çıkıntılar, plakalar ve boynuzumsu yapılar taşıyorlardı. Bunların birçoğunun işlevi bilinmesine karşın aralarında gizemli olanlar da yok değil. Teropodların ilkel bir üyesi olan Concavenator corcovatus’a da böyle gizemli bir yapı nedeniyle kambur avcı adı verilmiş.
Dinozorun kalça kemiklerinin hemen önünde yer alan iki omura ait çıkıntıların adeta birer diken şeklinde 40’ar cm uzamış olması uzmanları şaşırtmış durumda. Dinozoru keşfeden ekibin Nature dergisinde yayımladığı makalenin başyazarı Francisco Ortega’ya göre adeta bir köpekbalığı yüzgecini andıran bu yapının ne işe yarıyor olduğu kesin olarak ortaya konabilmiş değil. Çeşitli spekülasyonlar arasından en makul olanı, bu bölgenin bugün yaşayan Zebu öküzlerinde görüldüğü gibi bir yağ deposu olarak kullanılmış olabileceği yönünde. Diğer seçeneklerse hayvanın, bu kısımdaki deri kıvrımlarını, vücut ısısını düzenlemede ya da göze çarpan özelliği nedeniyle kur yapmada kullanıyor olabileceği yönünde. Ortega, Zebu öküzü ve deve gibi memelilerden farklı olarak bu kamburun içinde bir kemik yapısının olmasının son derece ilginç olduğunu belirtiyor.
Uçmaya yaramayan tüyler
Araştırmacılar, keşfedilen fosilin bir başka sürprizi daha barındırdığını ifade ediyorlar. Ön kollar üzerinde bugünkü kuşlara yakın, Velociraptor gibi daha küçük dinozorlarda görülen minik kabarcıklar bulunuyor. Ortega’ya göre kabarcıklar, bu İspanyol dinozorun ya tüylere ya da tüylerin atasal formuna yataklık yapan bir deriye sahip olduğunun en güzel göstergesi. Kendi grubu içinde cüce olarak nitelendiribilecek boya sahip olmasına karşın Velociraptor’dan dört kez daha büyük ve muhtemelen çok daha ilkel olan bu türün tüy kabarcıklarına sahip olması şaşırtıcı.
Bilimciler uzun zamandır tüylerin ya da tüy benzeri yapıların orijinal işlevinin uçmak mı yoksa başka bir hareket biçimi mi olduğunu anlamaya yönelik olarak kafa yoruyor. Tüylerin aslında vücuttaki termal düzenlemeye yardımcı olmak, vücut dayanıklılığını artırmak, göz alıcı renkleri sayesinde kur yapmada kullanılmak ya da beraberinde getirdiği aerodinamik yapıyla çevikliği artırmak için oluşmuş olduğu bugüne değin geliştirilmiş teoriler arasında yer alıyor.
Concavenator corcovatus’un büyüklüğünü ve 1 tona yaklaşan ağırlığını gözönüne alırsak, tüylerin Velociraptor’dakine benzer şekilde hareket ve ısı düzenlemesine yardımcı olduğunu kabul etmek pek mümkün değil.  Hayvanın boyutlarının yanında tüylerin sadece önkollar üzerinde yer alması, bunların ancak kur yapma ya da henüz bilinmeyen başka bir fonksiyon için kullanılmış olabileceği fikrini akla getiriyor. Araştırma ekibine göre, bu dinozorda tüy veya benzeri bir yapının varlığı kesin olarak saptanırsa tüylerin temelde uçmak için değil, kur yapmada kullanılmak üzere evrimleşmiş olabileceği fikri öne çıkabilir. Los Angeles Doğa Tarihi Müzesi Dinozor Enstitüsü müdürü Luis Chiappe de yayının, tüylerin sadece küçük dinozorlarla sınırlı olmadığını ya da tüm vücudu kaplaması gerekmediğini göstermesi açısından oldukça önemli olduğunu belirtiyor. Chiappe’ye göre bu fosiller, dinozorların kuşların atası olduğu savının büyük bir destekçisi.





YAPAY YUMURTALIK

Amerika’lı araştırmacılar, ilk yapay insan yumurtalığını üreterek içinde yumurta olgunlaştırmayı başardılar. 

Amerika Brown Üniversitesi Kadın ve Çocuk Hastanesi’nden araştırmacılar, insan yumurtalığına ait hücrelerin birbirleriyle ve yumurta hücreleriyle etkileşimlerini daha iyi anlamaya yönelik verimli bir yapay ortam yaratma çalışmaları sırasında, ilk yapay insan yumurtalığını ürettiler.
Assisted Reproduction and Genetics dergisinde yayınlanan çalışmanın yazarlarından Sandra Carson’a göre çalışmanın esas amacı kesinlikle yapay bir organ oluşturmak değil, yumurtalığı meydana getiren hücrelerin, birbirleriyle ve yumurta hücreleriyle olan etkileşimlerini inceleyebilmek üzere uygun bir araştırma ortamı yaratmaktı.
Çalışmalar devam ederken Carson, mikroorganizma üretmek amacıyla standartların dışında üç boyutlu besi ortamları tasarlayan Doç. Dr. Jeffrey Morgan’la iletişime geçerek, yapay bir organ oluşturmaya yönelik denemeler yapmaya başlamış. Denemelerin olumlu sonuç vermesi, ilk yapay ve bütünüyle işlevsel insan yumurtalığını ortaya çıkarmış. Morgan bunun, geliştirmiş olduğu metodun kullanılmasıyla meydana getirilen ilk işlevsel organ olduğuna dikkat çekiyor.
Bir yumurtalık yapmak
Bir yumurtalık temelde üç ana hücre tipinin farklı katmanlar halinde düzenlenmesiyle meydana geliyor. Basit bir hücre yığınını işlevsel bir doku haline dönüştürmekse , yumurtalıklarda bulunan bu üç farklı hücre tipinin, yeni laboratuvar aletleri sayesinde vücutta olduğu gibi üç boyutlu olarak düzenlenmesiyle sağlanabilmiş. Morgan’ın “3B Petri kapları” olarak adlandırdığı bu yeni laboratuvar aletleri, şekillendirilebilir agaroz jel’den (kırmızı yosunlardan elde edilen ve mikroorganizma üretiminde kullanılan besi ortamı) meydana geliyor ve üzerine ekilen doku taslağını arzu edilen şekilde büyümeye yönlendiriyor.
Araştırmacılar öncelikle yumurtalığın iki anahtar hücresinden biri olan ve optimum üreme yaşı sınırlarındaki (25-46) hastaların bağışlamış olduğu teka hücrelerini yeni laboratuvar malzemelerini kullanarak, balpeteği oluşturacak şekilde çoğaltmışlar. Bu işlemin ardından yumurtalığın diğer anahtar hücresi olan granülozalar, yine bağışçılardan alınarak, oosit adı verilen insan yumurta hücreleriyle birlikte balpeteği yapısındaki boşluklara yerleştirilmiş. Takip eden birkaç günün sonunda teka hücrelerinin gerçek bir yumurtalığı taklit edecek şekilde granüloza ve yumurta hücrelerini sarmaya başladığı görülmüş.
Fakat deneyin can alıcı noktası, bu yapının gerçek bir yumurtalık gibi işlev görüp görmeyeceği, yani yumurtaları olgunlaştırıp olgunlaştırmayacağına dayanıyor. Balpeteği yapısı içine henüz olgunlaşmamış halde gömülen yumurta hücrelerinin yapay yumurtalık tarafından tamamen olgun hale getirilmesi ekip arasında büyük bir sevinç yaratmış.
Kullanım alanları
Carson, sağlıklı bir yumurtalığın nasıl bir sistem dahilinde çalıştığı hakkındaki bilinmeyenleri yanıtlayacak olan bu “yaşayan” laboratuvar’ın aynı zamanda, toksik maddeler ve diğer kimyasallara maruz kalınması halinde, yumurta oluşumunun ve olgunlaşmasının ne şekilde etkilendiğine ışık tutacak eşsiz bir deney düzeneği olduğuna dikkat çekiyor.
Makalenin başyazarı Stephan Krotz ise bu yeni yöntemin, kanser tedavisi gören hastaların yumurtalıklarının korunmasında önemli bir klinik role sahip olacağını belirtiyor: “yapay yumurtalık sayesinde bu hastaların yumurtaları, henüz olgunluğa erişmedikleri safhada alınarak kemoterapi ya da radyasyon tedavisi öncesinde dondurulabilir ve yapay yumurtalıklar içinde olgunlaşmaları sağlanabilir.”
Şekillendirilebilir besi ortamı, benzer çalışmalarda kullanılabilmesi için yaklaşık 1 ay içinde satışa çıkarılacak.



İSTATİSTİK

Google Pagerank Powered by  MyPagerank.Net Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Toplist